Kültür OKulları’nda ikinci yabancı dil olarak Almanca dersleri 3. Sınıftan itibaren başlar, 4,5,6,7. Sınıflarda öğrenciler Almanca dersini seçmeli olarak seçerler. 2. yabancı dil programı, öğrencilere İngilizcenin yanı sıra bir dilde daha kendilerini ifade etme becerileri kazandırırken farklı kültürleri öğrenmelerini ve farklılıklara saygı duyarak dünya vatandaşı olma yolunda ilerlemelerini hedeflemektedir. Ayrıca Almanca öğrenmek gerek iş hayatında gerek sosyal hayatta insanlar için kaçınılmaz olduğundan okulumuz Almanca eğitimine önem vermektedir.
Çağdaş yabancı dil öğretimine şekil veren temel ilke ve düşüncelerin en önemlileri şu şekilde sıralanabilir:
1) Dört temel beceriyi geliştirme: Bu temel ilkeye göre, dili bir iletişim aracı olarak kullanmayı öğretirken, dört temel beceri olan dinleme, konuşma, okuma ve yazmanın birlikte öğretilmesi gereklidir. Ancak öğretim amacına göre bu dört beceriye verilecek ağırlıkların yüzdeleri farklı olabilir.
2) Öğretim etkinliklerini önceden planlama: Yıllık, aylık, haftalık ve günlük aşamalarda plan yapmak. Bu, öğretilecek konunun öğretmen tarafından önceden öngörülerek aşamalı bir şekilde dersin seyrini belirtmek olarak tanımlanabilir.
3) Öğretimde basitten zora, somuttan soyuta, bütünden parçaya doğru bir yol takip etme: Öğretilecek konular belli bir sıraya konmalıdır. Yabancı dil öğretiminde önce basit cümle kalıplarından başlayarak birleşik ve karmaşık cümle kalıplarının öğretimine çalışılmalıdır. Önce sınıftaki maddi eşyalar sonra manevi şeyler öğretilmelidir. Psikoloji ilminin verilerine göre insan, önce bütünü kavrar sonra parçayı. Bu nedenle bütünden başlamak, öğretimi kolaylaştırır. Bilinen bir cümle kalıbı ile bilinmeyen kelimeleri, bilinen kelimelerle bilinmeyen cümle kalıplarını öğrenmek esas olmalıdır.
4) Görsel ve işitsel araçları kullanma: Bu araçlar öğrencinin dikkatini derse çeker. Bir resim bin kelime değerindedir. Günümüzde en etkili eğitim aracı, hem göze hem de kulağa hitap eden videodur denilebilir. Yeni gelişmekte olan video-bilgisayar aracı da buna ilave edilebilir.
5) Anadili gerektiği durumlarda kullanma: En iyi yabancı dil öğretim yöntemi öğrenciyi çok, öğretmeni az konuşturan yöntemdir. Başlangıçta ana- dil gerekli durumlarda kullanılabilir. Anadil ile yapılan açıklamalar, kısa ve öz olmalıdır. Öğrenilen dil, öğrenci tarafından ne kadar kullanılırsa, ne kadar pratik yapılırsa, o kadar iyi öğrenilir.
6) Bir seferde bir tek yapıyı sunmak: Dil öğretiminde temel sağlam atılmalıdır. Her derste bir konu verilmeli ve bu konu iyice anlaşılmadan başka bir konuya geçilmemelidir. Başlangıç düzeyinde temel bilgiler ve kavramlar ayrıntılara girmeden verilmelidir. Mesela bir derste gelecek zaman fiili verilirken aynı zamanda geçmiş zaman fiili verilmemelidir. Sayılar verilirken bir derste bütün sayılar verilmemelidir. Derslerde sayılar bölünerek basamak basamak verilmelidir.
7) Dilin günlük hayata aktarılmasını sağlamak: Sınıf içinde öğretilen dilin günlük hayatta bir kıymeti olmalıdır. Örnekler günlük hayattan olmalı ve öğrencilere öğrendiklerini kullanma imkanı verilmelidir.
8) Öğrencilerin derse daha etkin katılmalarını sağlama: Derse başlamadan önce öğrenci ile öğrenilecek konu arasında psikolojik bir bağ kurulmalıdır. Dili kullanmaları için öğrencileri cesaretlendirip teşvik etmelidir. Sınıf içi etkinliklere katılmaları sağlanmalıdır. Alıştırmalar, soru-cevap, rol yapma, ikili üçlü çalışmalar gibi tekniklerle öğrencilerin derse daha aktif katılmaları sağlanmalıdır. Öğrenci konuşurken yaptığı hatalar bariz bir değilse, o anda değil daha sonra dolaylı bir şekilde düzeltilmelidir. Öğrenciyi desteklemeli ve takdir etmeli, motive edilmelidir.
9) Bireysel farklılıkları dikkate alma: Öğrencilerin kabiliyet, ilgi, bilgi ve öğrenme hızları birbirinden farklıdır. Bazıları duyduğunu daha iyi anlarken bazıları da gördüğünü daha iyi anlar. Bazıları sözlü alıştırmalarda, bazıları da yazılı alıştırmada daha başarılı olmaktadır. Ayrıca cinsiyet ve yaş farklılıkları öğrenmeye tesir etmektedir. Bütün bu özelliklerden dolayı öğretmen öğretim çalışmalarına çeşitlilik getirmeli, sınıf içinde zengin öğrenme ortamı hazırlanmalı ki, her öğrenci nasibini alsın. Bu nedenle öğretmen, iyi bir gözlemci olmalı ve öğrencileri tanımalıdır.